Kolera'nın İNZİVA adlı albümünde Nakaratta bilindiği üzere..
Olsun hata yapabilir elbet insan uyanır kimi anca çıkınca can
İyilik gizlenebilir muhakkak ama kötülük mahkum çıkmaya ortaya
Yani can çıkarken adam işe uyanıyor müslüman oluyor ama olmaz..
Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler, yola çıktıkları zaman Firavun ve
askerleri, onları takip etmeye başladılar.İki topluluk birbirini
görünce, Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler denize doğru, Firavun ve
askerleri de onlara doğru ilerlediler.
Musa (a.s)'a îmân edenler: İşte yakalandık! dediler.
Musa(a.s) onlara: Asla!
(Durum, sizin belirttiğiniz gibi değildir. Onlar bizi yakalayamazlar.)
Şüphesiz ki Rabbim (yardımıyla) benimle beraberdir. O bana, (benim ve
sizin kurtuluşunuz için) yol gösterecektir.
Allah Teâlâ, Musa (a.s): 'Asân ile denize vur!'
diye vahyetti. (Musa -aleyhisselâm- asâsı ile denize vurunca, deniz)
derhal yarıldı ve İsrailoğulları topluluğu sayısınca denizde on iki yol
açıldı.
Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler, açılan yollara girip diğer
taraftan çıktılar. Firavun ve askerleri de denizde açılan bu yollara
girip onları takip etmeye başladılar. Allah Teâlâ denize emredince
deniz onların üzerine kapandı. Böylelikle bedenleri denizde boğulmaya,
ruhları da sabah-akşam cehennemde ateşle azap görmeye maruz kaldı.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Onlar (Firavun âilesi, kabirlerinde azap olunurlar ve hesap gününe kadar) sabah akşam ateşe sunulurlar: --Bu
âyet, kabir azabının delillerinden birisidir. Ehl-i sünnet ve cemaat'in
ittifakıyla kabir azabı hem ruh, hem de bedene olur. (Tahâviye Akîdesi
Şerhi, s: 385--
Kıyâmetin kopacağı gün de (yaptıkları kötü amellerine karşılık olarak) Firavun âilesini en şiddetli azaba sokun!"
Ğâfir (Mü'min) Sûresi:46
Firavun ve askerleri, günah ve mâsiyetlerinin akibeti sebebiyle, alanlar için bir ibret ve ders olmuştur
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Biz, İsrâiloğullarını denizden
geçirdik.Firavun ve askerleri, zulmetmek ve düşmanlık etmek için onları
takip ettiler.Nihâyet onu boğulma çepeçevre kuşatınca, (Firavun):
Gerçekten, İsrâiloğullarının îmân ettiği ilâhtan başka bir ilâhın
olmadığına ben de îmân ettim. Ben de müslümanlardanım, dedi "
Yunus Sûresi:90
Bunun üzerine Allah Teâlâ Firavun'a şöyle seslendi:
"(Ey Firavun!Ölüm sana gelip çattıktan sonra
Allah'ın ibâdete lâyık yegâne ilâh olduğuna) şimdi mi îmân ettin. Oysa
(ölüm gelmeden önce) sen, Allah'a karşı gelmiş ve (O'nun yolundan yüz
çeviren) bozgunculardan olmuştun. (Dolayısıyla can çekiştiğin ve ölümü
gördüğün anda tevbe etmen sana hiçbir fayda vermez).Bugün, (helâk
olmanı yalanlayanın sana bakması için) senden sonra gelecek olanlara
ibret olman için seni bedeninle yüksek bir yere koyacağız. Şüphesiz ki
insanların bir çoğu, âyetlerimizden habersizdirler (âyetlerimizi ne
düşünürler, ne de onlardan ibret alırlar)."
Yunus Sûresi:91-92
Olsun hata yapabilir elbet insan uyanır kimi anca çıkınca can
İyilik gizlenebilir muhakkak ama kötülük mahkum çıkmaya ortaya
Yani can çıkarken adam işe uyanıyor müslüman oluyor ama olmaz..
Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler, yola çıktıkları zaman Firavun ve
askerleri, onları takip etmeye başladılar.İki topluluk birbirini
görünce, Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler denize doğru, Firavun ve
askerleri de onlara doğru ilerlediler.
Musa (a.s)'a îmân edenler: İşte yakalandık! dediler.
Musa(a.s) onlara: Asla!
(Durum, sizin belirttiğiniz gibi değildir. Onlar bizi yakalayamazlar.)
Şüphesiz ki Rabbim (yardımıyla) benimle beraberdir. O bana, (benim ve
sizin kurtuluşunuz için) yol gösterecektir.
Allah Teâlâ, Musa (a.s): 'Asân ile denize vur!'
diye vahyetti. (Musa -aleyhisselâm- asâsı ile denize vurunca, deniz)
derhal yarıldı ve İsrailoğulları topluluğu sayısınca denizde on iki yol
açıldı.
Musa (a.s) ile kendisine îmân edenler, açılan yollara girip diğer
taraftan çıktılar. Firavun ve askerleri de denizde açılan bu yollara
girip onları takip etmeye başladılar. Allah Teâlâ denize emredince
deniz onların üzerine kapandı. Böylelikle bedenleri denizde boğulmaya,
ruhları da sabah-akşam cehennemde ateşle azap görmeye maruz kaldı.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Onlar (Firavun âilesi, kabirlerinde azap olunurlar ve hesap gününe kadar) sabah akşam ateşe sunulurlar: --Bu
âyet, kabir azabının delillerinden birisidir. Ehl-i sünnet ve cemaat'in
ittifakıyla kabir azabı hem ruh, hem de bedene olur. (Tahâviye Akîdesi
Şerhi, s: 385--
Kıyâmetin kopacağı gün de (yaptıkları kötü amellerine karşılık olarak) Firavun âilesini en şiddetli azaba sokun!"
Ğâfir (Mü'min) Sûresi:46
Firavun ve askerleri, günah ve mâsiyetlerinin akibeti sebebiyle, alanlar için bir ibret ve ders olmuştur
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Biz, İsrâiloğullarını denizden
geçirdik.Firavun ve askerleri, zulmetmek ve düşmanlık etmek için onları
takip ettiler.Nihâyet onu boğulma çepeçevre kuşatınca, (Firavun):
Gerçekten, İsrâiloğullarının îmân ettiği ilâhtan başka bir ilâhın
olmadığına ben de îmân ettim. Ben de müslümanlardanım, dedi "
Yunus Sûresi:90
Bunun üzerine Allah Teâlâ Firavun'a şöyle seslendi:
"(Ey Firavun!Ölüm sana gelip çattıktan sonra
Allah'ın ibâdete lâyık yegâne ilâh olduğuna) şimdi mi îmân ettin. Oysa
(ölüm gelmeden önce) sen, Allah'a karşı gelmiş ve (O'nun yolundan yüz
çeviren) bozgunculardan olmuştun. (Dolayısıyla can çekiştiğin ve ölümü
gördüğün anda tevbe etmen sana hiçbir fayda vermez).Bugün, (helâk
olmanı yalanlayanın sana bakması için) senden sonra gelecek olanlara
ibret olman için seni bedeninle yüksek bir yere koyacağız. Şüphesiz ki
insanların bir çoğu, âyetlerimizden habersizdirler (âyetlerimizi ne
düşünürler, ne de onlardan ibret alırlar)."
Yunus Sûresi:91-92