Yine o kirli drum-set lerimin içindeyim ve hayatının en güzel parçasıyım , kırıklarımın alçısıyım …
Affım olsun hain darba , yediğim darbelerle sığındığım rabba.365 gün 52 berbat hafta ağıtlarımla rafta.
En büyük destekler çıkarsızlıktan ötürü lafta.
Ben aklımı dile düşürdüm , kapalı kapıdan kafamı çıkarıp kafayı üşüttüm , yüzüne okkalı cümlelerle üfürdüm.
Hey yabancı ben zaten yıllardır içime dönüktüm !…
Parlayan bir alev gibi görünürdüm ama sönüktüm.
Hayat bir bot ve bot çevresi dolu büyük beyaz köpekbalığı , ditekiler iştahla düşünür tepede duran azığı ,
rüyalarımın öldüğü yerde uyudum ve yine bot battı , ilk rıhtım ben battım.Ah tahtım…vay bahtım…
Dudaklarımın kanaya kadar yapmak istediğim işte bu “rap”. benimle ol hep!…
ölmek üzere olan dünyada bir ölümlü yaşar mahlası “kaf-kef” dularım vesvası hannafı eder def.
Nakarat
İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi , nefsim içine sindi
Kirpiklerim titremekte korkularımdan , düşersem yanarım
O kadar içime sindim ki vinç getirse kalmaz başım.yo !. gömün burda canlı nâşım.
İç çekmekten , düşünmekten ağardı saçım , düşersem yanarım.
Vicdan bir güneş gibi , parladıkça ısınır için.Geçen vakte bir zamanlar adını koyduk , niçin ?
Çünkü gelen gider , makbulüdür kısası ziyaretin , ” bana müsade - sana rast gelsin “budur hikayemiz.
Taktir buyur kış bulutların kadar doluyum rabbim , bir ağlasam dolar taşar , seller alır bahçem bağım.
Yükseldikçe nefesi kesilir , yalnız kalır dev dağım.Aramadıkça düşman buldum , hasım solum sağım.
Cehennemde soğuk bir gün , boğuk bir adam , donuk bir surat bekle gelir bir gün beklediğin murad.
Bazılarına gül dikenicesine batar rahat , nefret edercesine yaşar hayat , buyur mezara yat!…
Soğukluk içime hükmedince güneşim buz adası.Şem ile pervâne misâli sagonun aşkı.
Sessizliktir içinden geçirdiklerimin sedâsı , duymakta olduğun engin sözler derin denizlerimin dalgası.
Affım olsun hain darba , yediğim darbelerle sığındığım rabba.365 gün 52 berbat hafta ağıtlarımla rafta.
En büyük destekler çıkarsızlıktan ötürü lafta.
Ben aklımı dile düşürdüm , kapalı kapıdan kafamı çıkarıp kafayı üşüttüm , yüzüne okkalı cümlelerle üfürdüm.
Hey yabancı ben zaten yıllardır içime dönüktüm !…
Parlayan bir alev gibi görünürdüm ama sönüktüm.
Hayat bir bot ve bot çevresi dolu büyük beyaz köpekbalığı , ditekiler iştahla düşünür tepede duran azığı ,
rüyalarımın öldüğü yerde uyudum ve yine bot battı , ilk rıhtım ben battım.Ah tahtım…vay bahtım…
Dudaklarımın kanaya kadar yapmak istediğim işte bu “rap”. benimle ol hep!…
ölmek üzere olan dünyada bir ölümlü yaşar mahlası “kaf-kef” dularım vesvası hannafı eder def.
Nakarat
İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi , nefsim içine sindi
Kirpiklerim titremekte korkularımdan , düşersem yanarım
O kadar içime sindim ki vinç getirse kalmaz başım.yo !. gömün burda canlı nâşım.
İç çekmekten , düşünmekten ağardı saçım , düşersem yanarım.
Vicdan bir güneş gibi , parladıkça ısınır için.Geçen vakte bir zamanlar adını koyduk , niçin ?
Çünkü gelen gider , makbulüdür kısası ziyaretin , ” bana müsade - sana rast gelsin “budur hikayemiz.
Taktir buyur kış bulutların kadar doluyum rabbim , bir ağlasam dolar taşar , seller alır bahçem bağım.
Yükseldikçe nefesi kesilir , yalnız kalır dev dağım.Aramadıkça düşman buldum , hasım solum sağım.
Cehennemde soğuk bir gün , boğuk bir adam , donuk bir surat bekle gelir bir gün beklediğin murad.
Bazılarına gül dikenicesine batar rahat , nefret edercesine yaşar hayat , buyur mezara yat!…
Soğukluk içime hükmedince güneşim buz adası.Şem ile pervâne misâli sagonun aşkı.
Sessizliktir içinden geçirdiklerimin sedâsı , duymakta olduğun engin sözler derin denizlerimin dalgası.